Ana içeriğe atla

Sırdaş

Su, kendine sırdaş arıyordu. Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta. Sağanak sağanak döktü suyun tüm sırlarını.

Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini. Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu.

Sonra nehre verdi su sırrını. Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti. Dereye verdi. Dere biraz daha yavaş olsada nehirden , o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze. Çağlayanlar, şelaleler, akarsular. Hepsi kayboluyordu bir anda. Sonra bir gün su takip etti dereyi. Dereye okyanusa kavuşunca farketti su, bütün sırlarının akarsularla, çağlayanlarla, ırmaklarla okyanusa taşındığını.

Karar verdi su. Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten. Tüm sırlarını okyanusa verdi. Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu.

Geçen karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu. Çok uğraştım konuşturamadım. Ben tam giderken "Dur !'' dedi su.

Durdum! ...

Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma! Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar.' dedi.

Yorumlar

Son Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Palyaçonun Hikayesi

Birgün bir adam doktora gitmiş ve ona çok mutsuz olduğunu ve bu durumdan kurtulmak istediğini söylemiş. Doktor da adama yolun sonunda birsirk olduğunu, oradaki paylaçonun hergün herkesi gülüp eğlendirdiğini söylemiş ve adama sirke gitmesini tavsiye etmiş.  Fakat adam doktora : "Doktor bey, işte o palyaço benim." demiş.

Yardım

Devesiyle birlikte çölde yürümekte olan bir bedevi, güçlükle yürüyen, susuzluktan dudakları kurumuş bir adama rastlamış. Adam bedeviyi görünce su istemiş. Devesinden inmiş ona su vermiş. Suyu içen adam birden bedeviyi iterek deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış. Bedevi arkasından bağırmış: “Tamam, deveyi al git ama senden bir ricam var. Sakın bu olayı kimseye anlatma!” Bu isteği tuhaf bulan hırsız biraz duraklayıp, nedenini sormuş: “Eğer anlatırsan, demiş bedevi, Bu her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birini görünce yardım etmezler.”

Evlilik

Yeni evli bir çift vardi. Evliliklerinin daha ilk aylarinda, bu isin hiç de hayal ettikleri gibi olmadigini anlayivermislerdi. Aslinda birbirlerini sevmiyor degillerdi. Son zamanlarda o kadar sik olmasa da, evlenmeden önce sik sik birbirlerini çok sevdiklerine dair ne kadar da dil dökmüslerdi. Ama simdilerde, küçük bir söz, ufak bir hadise aralarinda orta çapli bir kavganin çikmasina yetiyordu. Bir aksam oturup, iliskilerini gözden geçirmeye karar verdiler. Her ikisi de, bosanmayi istememekle beraber, islerin böyle gitmeyeceginin farkindaydilar. Erkek, "Aklima bir fikir geldi" dedi. "Bahçeye bir agaç dikelim ve eger bu agaç üç ay içinde kurursa bosanalim. Kurumaz da büyürse bunu bir daha aklimizdan geçirmeyelim. Bu süre içinde de ayri ayri odalarda kalalim." Bu ilginç fikir kizin da hosuna gitti.Ertesi gün gidip bir meyve fidani aldilar ve birlikte bahçeye diktiler. Aradan bir ay geçti. Bir gece bahçede karsilastilar. Her ikisinin de elinde iç...

Üç Soru

Bir zamanlar bir kralın aklına şöyle bir düşünce geldi: "Eğer bir işe ne zaman başlayacağımı; kimi dinleyeceğimi ve yapmam gereken en önemli şeyin ne olduğunu bilseydim, girdiğim her işi başarırdım."  Aklına böyle bir fikir düşünce, krallığın dört bir yanına, kim kendisine her iş için en uygun vakti, bu iş için en gerekli kişinin kim olduğunu ve yapılması gereken en önemli şeyin ne olduğunu öğretirse ona büyük bir mükafat vereceğini ilan etti.  Bilgeler kralın huzurunda toplandı, fakat sorulara verdikleri cevaplar birbirinden tamamen farklı çıktı. İlk soruya cevap olarak; kimileri her hareketin doğru vaktini bilmek için önceden günlerin, ayların, yılların yer aldığı bir takvim hazırlamak ve sıkı sıkıya buna uyarak yaşamak gerektiğini söylediler. "ancak böylece" dediler "her şey tam zamanında yapılabilir".  Diğerleri ise her hareketin doğru vaktine önceden karar verilemeyeceğini, kişinin kendisini boş eğlencelere kaptırmayıp, hep daha önce olmuş olayları iz...

Verebileceğin en cesurca karar, kalbini ve ruhunu inciten şeyi bırakmandır

Verebileceğin en cesurca karar, kalbini ve ruhunu inciten şeyi bırakmandır. - Brigitte Nicole

Yalnız yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz

  Yalnız yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. Moliere

Ben Yolcuyum

Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti.  Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde, tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü. Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra, yerde bir kilim, duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla sordu: "Neden hiç eşyanız yok?" dedi. "Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz, Onlar nerede?"

İyiye giden yol, çok güç görünüyorsa da bulunabilecek bir yoldur

İyiye giden yol, çok güç görünüyorsa da bulunabilecek bir yoldur. - Baruch Spinoza

İster kral, ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzur olandır

İster kral, ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzur olandır.  Goethe

Mutlu olmayı yarına bırakmak

Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer ve bilirsin o nehir asla durmaz. - Jean-Christophe Grangé